Mis gibi kokan domateslerimiz mis gibi kokan salatalığımız bin derde şifa olan soğanımız her yemekte olmazsa olmazımız. Antibiyotik yerine bir diş yuttuğumuz sarımsağımız nerede. Bunları büyüklerimizden duyuyorum yeni nesile en değerli varlığımız olan toprağımız tarlamızda yetişen mahsülümüz‘ü bırakamazsak nasıl sağlıklı nesiller yetiştireceğiz. Anadolu’daki Ayşe teyzemizin ektiği domatesler Salatalıklar nerede tohumlarımızı kimler ziyan etti kimler çiftçimize durun yetiştirmeyin ekmeğin dışarıdan tedarik edelim dedi. Bizler nasıl oldu da ata tohumlarımızı ziyan ettik neden yazık ettik. Yeni  nesil geleceğimiz ile kimler oynadı. Sebzelerimizin bakliyatlarımızın baharatlarımızın genetik yapılarını biliyor muyuz. Bizler nasıl oldu da Türk sofralarımızı yabancılaştırdık siyaset mi karıştı soframıza dış mihraklar mı karıştı bizler neden diğer ülkeler gibi tohumlarımızı saklıyamadık neden üretilen 60 çeşit domatesten dördünü yetiştire bildik. Ata tohumlarımızı saklıyamadık geçmişten bugüne bekletemedik eskiden büyüklerimizin bir lafı vardır eker biçer ve yerdik şimdi ise Ekmeden biçmeyi  biçmeden yemeye öğrettiler bizlere ilk başladığım gibi büyüklerimizden Duymakla yetindiğimiz mis kokulu sebzelerimizi geri istiyoruz. Sulama alanlarımızı yok ettik ekilebilir alanlarımıza beton binalar için telef ettik meyve veren ağaçların yerlerini beğenmedik sözüm ona yerlerini değiştirdik binalarımızın İnşaatına uygun yerlere diktik Doğal su ark, larına beton ile kapattık yollar yaptık kaynak suları sondaj ile tarlaya değil yeni yapılan otellere verdik ve bunun gibi milyonlarca olumsuzluk sayabilirim sonuç elimizde kalan betonarme binalarımızın aralarında bir avuç toprak dikili bir ya da iki domates biber filizi onunda tohumu dışarıdan. Afiyet olsun hepimize, afiyet olsun geleceğimize. 

Ayzer Aktar / Antalya